Merhaba,
Evet! Doğru geldin gel! Demek beni merak ettin ya da belki de sadece elin çarptı, yanlışlıkla girdin. İyi olasılığı baz alıp lafı uzatmadan başlıyorum o zaman. Website ismimden de anlaşıldığı üzere ben Yasemin. Yukarıda albüm kapağı mı desem atanamamış blogger mı desem, garip benzetmelere açık bir pozla seni karşılayan o kız benim! İnsanın kendini tanıtması hem kolay hem çok zor ama özetle; samimiyetsizlikten, yemeği sırf doymak için yiyenden (yaşasın boğa burcu olmak), hayvanları sevmeyenden, en çok da kendini bir şey zannedenden nefret ederim. Çikolataya bayılırım ama çikolatalı pastayı hiç sevmem mesela. Düşün, öyle garip bir insanım. Belirli bir düzende olmayan bazı hayallerim de var. Örneğin kuzey ışıklarını görmeyi çok istiyorum, bir yemek festivalinde jüri üyesi olmayı da… Hatta akan lavı bir sopayla dürtmeyi o kadar çok istiyorum ki!
2015 Aralık ayında açmışım bloğumu şöyle bir baktım da. Herhâlde para var bu işte demişlerdi tam hatırlamıyorum. O gün bugündür yazmamışım hiç. Demek ki neymiş para için yapılmazmış hiçbir iş. Şaka bir yana küçükken editör olmayı o kadar çok istiyordum ki… Çocukluk hayalimi ucundan da olsa kendi bloğumda yaşamak için yazmaya, çizmeye başladım. Bu yolculuğumun adına da ”karalama defteri boyama kitabı” dedim, gitti. Tahmin edersin ki benimki kişisel bir blog. Ağırlıklı olarak hayatta karşılaştığım manzaraları, tarzımı yansıtan görselleri, deneyimlediklerimi, bazen saçmalıkları, faydalı bilgileri, herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği durumları kısaca hayatıma değen çıkan ne varsa kendi mizacımla paylaşmaya çalışacağım. Sohbet edeceğiz aslında. Sen de bu yolculuğa ortak olmak istersen ne mutlu bana 🙂