Sizlere para biriktirme konusunda tam 5 basit ipucu vermek istiyorum. İnanın bir gün böyle bir konu hakkında yazı yazacağım aklıma gelmezdi çünkü eskiden gerçekten çok savurgandım, paranın değerini bilmeyen biriydim ve çok fazla gereksiz harcama yapıyordum. Çevremden bu konuyla ilgili çok fazla eleştiri almama rağmen yine de harcamalara devam eden ben ‘’ Bir musibet bin nasihatten iyidir.’’ sözünün canlı kanıtı olabilecek bir şekilde inanılmaz zora girdim. Gelir-gider dengem şaşmıştı, gelirim inanılmaz azalmıştı. Neyse ki o zor zamanları atlatmış biri olarak şunu söyleyebilirim ki kenarda birikmiş paranızın olması çok önemli. Bu arada para biriktirmeyi sadece zor zamanlar için düşünmeyin. Örneğin biriken parayla istediğiniz şeyleri yapabilmek veya çok istediğiniz bir şeyi alabilmek ya da yalnızca kenarda paranızın olduğunu bilmenin verdiği özgürlüğü tatmak gerçekten güzel.
Öğrenci, çalışan ve hatta çok az gelire sahip biri olun yine de para biriktirebilirsiniz.
Benim de En Sık Kullandığım Para Biriktirme Yöntemleri
- En klasik yöntem kumbara. Hatırlarsanız çocukken atardık bozuk paraları kumbaraya, ne birikmiş diye uzun bir süre bakmazdık. Sonra sıra açmaya gelince ne kadar heyecanlanırdık. Şimdi de alın bir kumbara. Hatta benim gibi kavanoz (evet bildiğiniz salça/turşu kavanozu şeffaf plastik veya cam olabilir.) edinin kendinize. Allah ne verdiyse atın bozuklukları içine. O bozukluklardan nasıl o miktarın çıktığına inanamayacaksınız inanın bana.
- İkincisi banka hesap ismini değiştirmek. Diyelim ki yurt dışına çıkmak istiyorsunuz ya da bir dil kursuna yazılmak. Bunun için para biriktiriyorsunuz ve bir hesap açtınız. Biriktirdiğiniz paranın durduğu hesap sevimsiz numaralardan oluşur ama eğer siz de benim gibi mobil bankacılığı kullanıyorsanız rahatlıkla bu hesabın ismini sizi motive edecek bir isimle değiştirebilirsiniz. Mesela -vadeli hesap 123456- değil de – New York bekle beni- gibi. Tabi bunu yazarken o hesap isimlerini kimlerin okuduğunu önemsemeyin ki içinizden geldiği gibi motive olabilin.
- Üçüncüsü nakit para taşıyın. Kesinlikle en önemlisi bu. Harcamalarınızı kredi kartıyla yaptığınızda ne kadar harcadığınızı fark etmiyorsunuz. Ay sonunda ekstreniz önünüze geldiğinde de iş işten geçmiş oluyor. Bunun önüne geçmek için nakit para harcamayı alışkanlık haline getirin.
- Dördüncüsü reklamları ciddiye almayın. Reklamlar bize para harcatmak üzerine kurulu bir sistemin parçası sadece. Gerçekten ihtiyacınızın dışında olan bir şeyi almamaya özen gösterin. Cep telefonunuz son model olmak zorunda değil bunu unutmayın.
- Son olarak ve belki de en acımasız en gerçekçi yöntem de bu. Çok basit bir örnekle açıklamam gerekirse; Çalışansınız diyelim 3000 TL maaş alıyorsunuz ve bir mağazada yeni sezon bir tişört beğendiniz tişörtün fiyatı da 100 TL olsun. Maaşınızı tişörtün fiyatına bölün. Çıkan sonuç 30 değil mi? Yani o tişört sizin 1 çalışma gününüz. Tam gün çalışıyorsunuz yoruluyorsunuz vs. ve karşılığı 1 tişört sadece. Hesaplaması anlaşılabilir olması için verdiğim bu örneği siz de kendi maaşınızla almak istediğiniz şeylerin fiyatı arasında denge kurabilirsiniz. Değer mi? Değmez mi? Buna karar verecek olan sizsiniz. Gelirimizi ve almak istediğimiz bir şeyi bu şekilde düşünmek çok acımasız gibi görünse de bunu yapmak çoğu zaman gerekli.
2 Yorum
Bir an kendimi gördüm yazınızda ?peki o topukluyu çok beğendiysek ne yapalım?
Ona birazcık torpil geçebiliriz belki ?